Vergi, devletin bireylerden veya kurumlardan belirli bir amaç doğrultusunda aldığı maddi yükümlülüklerdir. Devlet, bu ödemeleri genellikle kamu kurumlarının bütçelerini finanse etmek için kullanır. Ayrıca vergi; doğrudan vergi ve dolaylı vergi olarak ikiye ayrılabilir. Doğrudan vergiler, örneğin gelir vergisi veya kurumlar vergisi gibi, bireyler veya kurumlar tarafından doğrudan ödenir. Dolaylı vergiler ise örneğin KDV veya ÖTV gibi, malların veya hizmetlerin satış fiyatına eklenir ve tüketici tarafından ödenir. Vergilerin, devletler için bu kadar önemli olmasının yanı sıra vatandaşlar için de önemi büyüktür. Her vatandaş tarafından; bir hizmet veya bir ürün için verdiği ek ücretin hangi vergi için istendiği, yüzde kaç oranla veya ne kadar olarak istendiği ve bunları ödemekten kaçınmak için vergide zaman aşımı olup olmadığı hususları öğrenilmek istenir. Görüldüğü gibi vergi hukuku geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Biz bu yazımızda vergi borçlarında ve vergi cezalarında zaman aşımını konu edineceğiz.
Vergi Cezaları Kaç Yılda Zaman Aşımına Uğrar?
Türk hukukunda vergi cezaları, diğer vergi yükümlülükleri gibi belirli bir zaman aşımı süresine tabidir. Özellikle belirtilmelidir ki vergi cezaları için olan zaman aşımı süresi, vergi borcu zaman aşımı süresinden farklıdır ve bununla birlikte vergi cezalarının türüne göre değişiklik gösterebilir. Vergi cezalarında zamanaşımı, Vergi Usul Kanunu’nun 374. Maddesi’nde belirtilen sürelere göre belirlenir. Buna göre, vergi zıyaı cezalarında zamanaşımı süresi 5 yıl iken, usulsüzlük cezaları için bu süre 2 yıldır. Ancak, usulsüzlük cezası vergi zıyaı ile birleştiğinde, genel kural olarak 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; vergi olayını doğuran dönemi takip eden yılbaşından itibaren zaman aşımı süresinin işlemeye başladığıdır. Usulsüzlük durumunda ise zamanaşımı, usulsüzlüğün yapıldığı yılı izleyen yılın birinci gününden işlemeye başlar. Son olarak belirtilmelidir ki vergi cezalarında, cezanın mükellefe tebliği zamanaşımını keser. Yukarıda da bahsettiğim gibi vergi cezasının türü zaman aşımı süresini etkilemektedir. Bununla birlikte belirtmem gerekir ki kaçakçılık suçları için ise dava zamanaşımı süreleri, Türk Ceza Kanunu’nda belirlenen sürelere göre uygulanır. Kaçakçılık suçları için cezaların üst sınırı 5 yıl kabul edildiğinden dolayı TCK gereği cezalandırma konusunda 8 yıllık dava zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
Vergi Borcu Kendiliğinden Silinir Mi?
İlgili mevzuat için önemli olan husus VUK madde 113’te “Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder” bu şekilde düzenlenmiştir. Buna göre bu madde de zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle vergi alacağının kendiliğinden sona ermesi ifade edilir. Kısacası vergi borcu doğduktan sonra beş yıl içinde mükellefe tarh edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar. Bu zamanaşımı süresine de “tarh zamanaşımı” denir. Burada bahsedilen zamanaşımı süresi, mükellefin başvurusuna bakılmaksızın geçerli kabul edilir. Lakin belirtilmelidir ki bu madde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergiler için uygulanır. Vergi Usul Kanunu kapsamında olmayan vergiler için bu hükümler uygulanamayacaktır. Konuyla ilgili olarak verilen bir danıştay kararında: Danıştay 9. Daire 18.12.2012 gün, 2009/4775 E. 2012/9766 K. Sayılı kararı ile zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra verginin tarh ve tebliğ olunamayacağına hükmetmiştir.
Tahsil Zaman Aşımı
Türk hukukunda vergi tahsil zaman aşımı, devletin tahsil etmek istediği vergilerin belirli bir süre içinde tahsil edilememesi durumunda, vergi borcunun ortadan kalktığı süreci ifade eder. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (AATUK) 102’nci maddesinde tahsil zamanaşımı düzenlenmiştir. AATUK 102. madde de “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar” diye belirtilmektedir. Bu zamanaşımı, devletin vergi borçlularına, belirli bir süre sonra borçlarından dolayı takip edilemeyecekleri bir hukuki güvence sağlar. Ancak, vergi borcu zamanaşımına uğramış olsa bile, borçlu tarafından ödenmesi gereken cezalar veya faizler gibi diğer yükümlülükler devam eder. İzmir bölgesinde vergi zamanaşımı sürelerinden tam olarak yararlanabilmek ve herhangi bir hata yapmamak için bir İzmir vergi avukatı ile veya vergi icra hukuku ile ilgilenen bir avukat ile iletişime geçilmesi en sağlıklı yol olacaktır.