Vergi ve İdare Hukuku hukuk büromuzun hizmet verdiği bir diğer alan olup, genellikle hukuk camiası içinde daha sınırlı ve daha az kesim tarafından ilgilenilen bir alandır.

Meriç Hukuk Bürosu olarak özellikle Vergi Daireleri tarafından düzenlenen ve takibe konulan ödeme emirlerine Vergi Mahkemeleri nezdinden itiraz etmek, (Zira ülkemizde vergi dairelerinin ödeme emri ve takip süreçlerinde sıklıkla usul hataları yaptığı, zamanaşımına dikkat etmediği sıklıkla görülmektedir.) İdare Mahkemeleri nezdinde idarelerin (Belediye, bakanlıklar, il müdürlükleri gibi) taraf olduğu uyuşmazlıklarda müvekkillerimize hizmet vermekteyiz. Bu davalar kendini idarelerde çalışan memurların özlük ve mali haklarıyla ilgili yapılan hukuka aykırılıklarda göstereceği gibi vatandaşın idareyle yaşadığı uyuşmazlıklar ya da idareye başvurulması gereken durumlarda (ruhsat, izin gibi) göstermekle birlikte bunlarla sınırlı değildir.

Aynı şekilde yabancıların (sığınmacı, mülteci, yabancı) sınır dışı edilme ve idari gözetim, ikamet izinleri gibi davalarda hukuk büromuz tarafından idare mahkemeleri nezdinde yürütülmektedir.

İDARE VE VERGİ HUKUKU NEDİR?

İdare ve vergi hukuku kapsamında hukukumuzun önemli kolları arasında bulunan iki farklı kavramı temsil etmektedir. Vergi hukuku devletin yürütmüş olduğu tüm faaliyetlerini hukuki bir açıdan değerlendiren hukuk dalıdır. Ekonomik bir faaliyet sürdüren kişi ve kurumlar vergilerini doğrudan bir olay gerçekleştiğinde vergilendirmeye başlamaktadır. Verilendirme olarak adlandırılan bu kavram 4 farklı aşamadan oluşmaktadır. Bu süreçler genel olarak tebliğ, tarih, tahsil ve tahakkuk’dur. 

İdare hukuku ise bir idarenin kuruluşu, işlem ve eylemlerine uygulanmakta olan hukuk kuralları olarak bilinin. İdare hukukunda esas olan konular arasında idari yargılama süreçleri ve idari davalar yer almaktadır. 

İDARE HUKUKU NEDİR?

İdare hukuku genel olarak idarenin yapısı, tanımı ve işleyişi kapsamında bulunan düzenleyici kuralları içeren bir hukuk dalı olarak bilinmektedir. Bu hukuk yapısı ile birlikte vakıf, dernek ve şirketler incelenmemektedir. Vakıf, dernek ve şirketler genel olarak ticaret hukuku kapsamında yer almaktadır. İdare hukuku konusunda idarenin kuruluşu, görevi yönetim şekilde olarak iki faklı biçimde konumlandırılmıştır. 

İdare hukuku avukatı bu aşamada ortaya çıkan her türlü anlaşmazlık ve yanlışlıkla mücadele etmek için var gücüyle hizmet vermektedir. İdare hukukunun yargılama yöntemleri ile çözümlenen uyuşmazlıklar bulunmaktadır. İdarenin görevleri, işleyici ve karşı yargı yolu ülkemizde tamamen açık bırakılmıştır. Vergi ve idare hukuku bir arada yürütülmekte olan iki farklı hukuk dalıdır. İdare hukuku kapsamında açılabilecek dava türleri aşağıda listelenmiştir. 

  • Belediye davalarına karşı olarak açılan davalar,
  • Diğer kanunların açıkça idare hukukunu görevlendirdiği tüm davalar,
  • Kentsel dönüşüm davaları,
  • Tam yargı davaları,
  • İdare düzenleyici işlemlerinin iptali davaları,
  • İptal davaları,
  • Kamu ihaleleri konusunda meydana gelecek fikir ayrılıklarının mahkeme düzeyine taşınması ve davaların takip edilmesi olarak sayılabilmektedir. 

İDARE HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

İdare hukuku avukatı aracılığıyla sizlerde tüm davalarınızın profesyonel avukatlar tarafından takip edilmesini sağlayabilirsiniz. İdare hukuku ve vergi hukukunun özelliklerinden bahsetmeden önce bu hukukun doğuşu ve gelişimini kısaca tanıtmak gerekir. İdare hukuku, vergi hukukundan önce doğmuş ve vergi hukukunun ortaya çıkmasına ortam oluşturmuştur. Bu hukuk alanı, 19. yüzyılda Fransa’da kademeli olarak gelişmiş ve istisnai koşullar altında ortaya çıkmıştır. Fransız İhtilali’nden kısa bir süre sonra 1790’da yürütme ve yargı erklerinin ayrılığı ilkesini benimseyen bir yasa çıkarıldı. Bu ilkeye göre yargıçlar yürütme organına karşı dava açamaz ve bu konuda karar veremezler. Uyuşmazlıkların hiçbir şekilde çözülememesi hem idari hem de operasyonel olarak insanların çok mağdur olmasına neden oldu. Bu durumu bir nebze olsun gidermek ve ihtilafları gidermek için Fransa, Danıştay’ı kurmuştur. Oluşturulan bu komitenin görevi, idari konuları incelemek ve kararlar almaktır. İlgili süreç sonrasında idare hukuku sistemleştirilerek, belirli disiplinler çerçevesine oturtulmuştur. 

Yukarıda değindiğimiz bu bilgilere göre idare ve vergi hukukunun sahip olduğu özellikler aşağıda listelenmiştir. 

  • Vergi ve idare hukuku genç bir hukuk dalı olma özelliğini taşımaktadır. 
  • İdare hukuku önemli ölçüde içtihadı bir hukuk dalı olarak bilinir. 
  • İdare hukuku bağımsız bir hukuk dalıdır. 
  • İdare hukukun işlevsel bir işleyiş göstermektedir. İdare hukuk durumlarının iradi ve kadi olarak değil nizami ve kanunu olarak gerçekleşir. 
  • İdare hukuku konularında bir uyuşmazlık söz konusu ise uyuşmazlıklar yargı yoluyla net bir karara bağlanabilecektir. 
  •  

İDARE HUKUKUNUN KAYNAKLARI

İdare hukukun kaynaklarının başında anayasamız gelmektedir. Anayasa kaynağından sonra kanun, kararname, tüzük ve yönetmelikler gelmektedir. Bunun dışında kalan idare hukukunun kaynakları arasında içtihatlar, tatbikat ve idare teamüller gösterilmektedir. Vergi ve idare hukuku kaynaklarını esas alarak kuralların yeniden belirlenmesi sağlanmaktadır. İdare hukuku esasları arasında gösterilen ilk detay idare bütünlüğü ve kamu tüzel kişilikleridir. İade hukuku esasları arasında bulunan bir diğer detay ise yönetmeliklerdir. Tüm bu bilgilerin yanı sıra Cumhurbaşkanlıkları, Bakanlıklar, kamu- tüzel kişilikleri de kendi görevleri ile alakalı olan tüzüklerin uygulamalarının arttırılması amacıyla düzenlemede bulunabilirler. Bu düzenlemelerde ortaya çıkabilecek tüm anlaşmazlıkları idare hukuku avukatı incelemektedir. 

İdare hukuku işlemleri kapsamında idarenin işleyişi ve denetimi sırasında yargı yolları tamamen açıktır. İdari işlemler kapsamında açılacak olan davalar yazılı bildirim süreci sonrasında da mümkündür. İdare hukukunda yargılama yetkilerinin hukuk kuralları ile sınırlandığı bilinmektedir. 

VERGİ HUKUKU NEDİR?

İzmir İdare ve Vergi Avukatı Vergi hukukunda ele alınması gereken ikinci kavram vergi hukuku nedir sorusudur. Özel Vergi hukuku, vergi yükümlülüklerini kapsamlı bir şekilde ele alan hukuk dalıdır. Devlet ile devlet kurumları arasındaki vergi ilişkileri, kişilerin vergi yükümlülükleri, vergilerin denetimi ve tahsili tamamen vergi kanunu kapsamında yürütülmektedir.

Vergilendirme kavramı, bir ülkede yaşayan bireylerin sorumluluğu olarak tanımlanabilir. Her yıl vatandaşlar belirli konularda belirli hizmetlerden aktif olarak yararlanmaktadır. Bu hizmetlerine istinaden belli bir miktar vergi ödemekle yükümlü olacaktır.

Vergi kanunlarının, vergilemede olası usulsüzlükleri ve yaptırımları önlemek amacıyla oluşturulduğu söylenebilir. İdare hukuku ile vergi hukuku bu noktada ilişkilendirilebilir. Vergi hukuku, idare hukukunun önemli bir parçasıdır. Genel olarak, vergi hukuku aşağıdaki konuları ele alır:

  • Vatandaşların ödeyeceği vergilerin belirlenmesi,
  • Vergilendirme işlemleri,
  • Vergi ödevlerini yerine getirmeyen kişilerin belirlenmesi,
  • Vergi yasalarının usulüne uygun bir şekilde uygulanması,
  • Devletin vergi aşamalarında görevleri,
  • Tahsil ve tahakkuk görevleri

Yukarıda listelenmiş olan konular düşünüldüğünde bireylerin vergi borçlarının bulunmadığı durumlarda vergi hukuku ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Vergi icra hukuku avukatı vergi borcunu ödeme, zaman aşımı takas veya terkis gibi işlemlerde bireylere yol gösterici nitelikte görev yapmaktadır. 

Sizler de yukarıda verilen maddeler bir veya birkaçı ile alakalı alanında uzman Özel vergi hukuku ve vergi icra hukuku avukatlarımızdan hizmet alabilirsiniz. Vergi hukuku avukatı sizlere ihtiyacınız olan tüm süreçlerde yol gösterici niteliklerde hizmet verecektir.