Hakkınızda şikayet varsa şikayetçi kişinin polis merkezine ya da savcılığa gidip şikayetçi olarak ifade vermesiyle soruşturma işlemi başlar. Daha sonra soruşturmayı yürüten kolluk görevlileri cumhuriyet savcısının da talimatıyla sizin ifadenize başvururlar. Bu aşamada şüpheli sıfatını alırsınız. Sizin ifadenize başvurmak için kolluk, adresinize ya da telefon numaranız varsa telefonla size ulaşır ve sizi ifadenizi vermek üzere ilgili birime yönlendirirler. Bu normal prosedürdür. Bazen cumhuriyet savcılığınca, daha ciddi suçlarda şikâyetçinin ifadesinde belirttiği kişinin gözaltına alınması talimatı verilir. Bu durumda kolluk kuvvetleri sizi aramaya başlar, ve bulduklarında gözaltı işlemini uygulamak üzere sağlık muayenesiyle birlikte ilgili kolluk birimine götürülürsünüz. Burada da yine ifade vermeniz gerekir. Normal prosedürden tek farkı bu işlemleri gözaltında geçiriyor olmanızdır.
Kollukta vereceğiniz ifade ileride tüm dosyanızın temeli olacaktır.
Bu yüzden kollukta şüpheli sıfatıyla vereceğiniz ifade çok önemlidir. Burada hakkınızdaki iddiaya karşı savunmalarınızı yer, mekân, saat, kişiler vb. bakımından ayrıntılı bir şekilde yapmanız, varsa delillerinizi söylemeniz ilerideki aşamalarda sizin lehinize olabilecektir. Bu yüzden ifadeniz esnasında yanınızda bir Avukatın hukuki yardımından faydalanmanızı öneriyoruz.
İfade verdikten sonra ne olacak?
Kolluktaki ifadenizden sonra iki ihtimal vardır. Ya serbest bırakılırsınız (Ancak bu hakkınızdaki soruşturmanın bittiği anlamına gelmez.) Ya da cumhuriyet savcısının talimatıyla en yakın mesai saati içinde cumhuriyet savcısıyla görüşmek için adliyeye sevk edilirsiniz.
Adliyeye sevk edilmeniz halinde ifadenizi alan kolluk birimleri sizi adliyeye götürür burada gözaltı işlemi hala devam etmektedir. Adliyenin müracaat savcılığıyla görüşmek üzere sıra alınır. Cumhuriyet savcısı sizle görüşüp kolluktaki ifadenizin yanı sıra kendisi de savcılık ifadesi alabilir. Eğer avukatınız varsa bu aşamada da yanınızda olacaktır. Bazı durumlarda savcılık bil fiil şüpheliyle görüşme yapmaksızın işlemlere devam edebilir. Her halükarda adliyeye sevk edildikten sonra 3 ihtimal vardır.
- Serbest bırakılmak.
- Adli kontrol talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmek.
- Tutukluluk talebiyle Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmek.
Son iki seçenek savcının hakkınızda soruşturmayı bir koruma tedbiri olan tutukluluk ya da adli kontrolle yürütmeyi talep etmesi durumudur. Bu talebi Sulh Ceza Hâkimliği inceleyecektir. Böyle bir talep var ise şüpheli, Sulh Ceza Hâkimliğine sevk ile talebin incelenmesi için sorguya çıkarılır. Sulh Ceza Hâkimliği tam anlamıyla bir mahkeme olmayıp yalnızca tutukluluk ya da adli kontrol şartlarını somut olay açısından inceleyen ve esasa girmeyen bir hâkimliktir. Hakkınızda tutuklama talep edilmişse bu sorguya mutlaka bir Avukatın hukuki yardımından faydalanarak çıkmanızı öneriyoruz. Çünkü tutuklama talebinin Sulh Ceza Hâkimliğince kabulü halinde soruşturma aşamasını cezaevinde geçireceğiniz dönem başlayacaktır.
Dava aşaması
Adliyeye sevk edilmiş ya da gözaltına alınmış olun ya da olmayın, Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı hakkınızdaki şikâyeti kayda değer görürse bir iddianame düzenleyecek ve bunu ilgili mahkemesine sunacaktır. Mahkemece iddianamenin kabulüyle kovuşturma aşaması denilen dava sürecine geçilir ve soruşturma sonlanır. Bundan sonra mahkemece iddianame yazan olguların doğruluğu araştırılıp maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılır ve tüm araştırmaların sonunda bir karar verilir. İddianame düzenlenip kabul edildikten sonra mahkeme size iddianameyi mutlaka tebliğ edecek ve duruşma günü için çağrı kâğıdı gönderecektir. Dava aşamasında savunma stratejisinin doğru ve etkin yapılması çok önemli olup bu aşamada mutlaka hukuki yardımdan faydalanmanızı öneriyoruz.
İfadeye gitmesem ne olur?
Soruşturma ya dava aşamasında size gönderilen çağrı kâğıtlarına uymaz ifadeye ya da davaya gitmezseniz hakkınızda zorla getirme ya da yakalama kararı çıkartılabilir.